Kiymetli Rehavet Abim hakkinda saatlerce konusulacak, sayfalar dolusu yazilacak bi abi oldugu icin yapacagim herhangi bi giris onu anlatmaya yetmez. Bu sebepten hic denemiyorum bile. Yalniz kendisinin birbirinden super ozellikleri vardir, bunlardan bir-ikisini paylasmak istiyorum seninle.. Mesela duz yazida parantez acilip kapanmasina gicik olur ki ben kod yaziyor olsam bile her shift+9 ve shift+0 yapisimda kendisini anarim. Ayrica Turkce bi metin icersinde yerli yersiz Ingilizce kelimeler kullanilmasina da gicik olur, zira kendisi iyi bir Turkce'cidir.. Az sonra bakin ona nasil kalp krizi gecirtiyorum (zaten hastaymis, fazla ustune gitmesem iyi ederim ama baksana parantezi acmisiz bile, kapamasak olmaz)...
simdi Rehavet abim Turist basligiyla bi ENTRY yapmis (abi bak ingilizce kelime kullandim, ardindan da parantezi actim..). Bu entry beni derinden yaralamakla birlikte uzun zamandan beri yazmak isteyip de yazamadigim baska ama kismen de olsa alakali bi yaram olan "Kartpostal"lari aklima getirdi....
"Kadinlar ikiye ayrilir" demisti bi arkadasim, gevrek gevrek gulerek ki kendisinin yegane gulusudur zaten bu.. "Kadinlar ikiye ayrilir........bacaklarindan".
Ne zaman biri "maddeler uce ayrilir: yalitkanlar, iletkenler, yari-iletkenler" ya da benzeri bi ayrimcilik yapsa aklima bu sivri zekali arkadasimin yaratici esprisi gelir.. gelir de gulemem..
Algilanmasi daha kolay olsun diye yapilan bu sub-group'lamaya (rehavet abime sevgilerle) bugun bir yenisini de ben katmak istiyorum.
insanlar 3'e ayrilir
(i) o guzelim kartpostallardaki yerlere gitme hayaliyle yasayanlar
(ii) o guzelim kartpostallardaki yerlere gidip de ese dosta caka satmak icin o guzelim mekanlardan o guzelim kartlari alip gicik olduklari insanlara kartpostal yollayanlar
(iii) o guzelim kartpostallara konu olan yerlerde yasayanlar
siz hangi gruba giriyorsunuz bilmuyorum ama bu yaziyi okuyorsaniz 2. gruba girmediginizi umuyorum...
her insan insan gezmek ister. Yeni, guzel yerleri ziyaret etmek; oralarin kulturunu, yemegini tatmak ister. bundan guzel ve dogal bi istek dusunemiyorum. Ve umarim omrumuz yettigince hepimize nasip olur dunyanin dort bir yanindaki guzellikleri tatmak, oralardan bi seyler kapmak. ve butun bunlari yaparken anin keyfini cikarmak.. bi seylerin ispatinda olmadan.... sanirsam bu guzel ve masumane istek ekonomik sartlar el verdigince hayata gecirilmesi olasi bi istek.
zor olani o kartpostallardaki yerlerde yasamak..
ya da soyle demeli
zor olani yasadigin yeri kartpostallara resim olacak guzellige getirmek... ya da.. var olan guzelligin farkina varmak, kiymetini bilmek..
Mesela yukaridaki resimde Boston, Beacon Hill bolgesinde Acorn Sokagini goruyorsun. Ne kadar guzel ve bakimli, degil mi. Kuvvetle muhtemel Acorn Sokagi , Istanbul'un o guzelim yuzlerce sokagindan 300-500 yil daha genc ama muhtemelen o resimde gordugun evler senin su an oturdugun evlerden yaklasik olarak bi 80-90 sene daha genc.. Ve ben (sen) daha eski bir sokakta, daha yeni evinde otururken bu resme ic cekerek bakabiliyorum(sun).
Ve aklima Liverpool taraftarlarinin 2005 sampiyonlar ligi finalinde actiklari pankar geliyor:
form is temporary, class is permanent.
Kartpostallar... O kartpostallara resim olan mekanlar.. O kartpostallarda resmedilen yerleri gezmek isteyenler, gezebilenler ve oralara sahip olanlar.. Herkesin derdi/algisi/beklentisi baska baska.. ve ne yazik ki benim derdim yine baska...
yalova sahiline ugrayanlar bilirler.. derenin denize dokuldugu yerde yer alan postanenin hemen onunde kartpostal satan tekerlekli sandelyeli bi abi vardir..
ben cocuktum o kart satiyordu gecinmek icin..
aradan yillar gecti.. benim hayatim hallerden hallere burundu, onume onlarca firsat cikti...o hala kartpostal satiyor gecinmek icin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder