Geç gelmemiştim oysa işten.
Halim yoktu anla işte.
Dedim şöyle bir basitten.
Yalan soslu bir makarna.
Bir, bilemedin iki kadeh de şarap
Oh... yeme de yanında yat...
Yok boşver..bi ye hele..sonra yatarsın..
Önce iki öğün çıkar dedim.
Sonra yok bunun yarısı az be...
Sonunda da bitirdim..
Bir tencere makarnayı
Yalan soslu...
Her makarna yiyişimde aklıma iki şey gelir ki normal de her maddeyi bir (one and only one) olaya/kişiye/anıya mal ederim.. Birincisi bu "ekmek bulamadığında pasta ye" sözünde bahsi geçen pasta makarna mıdır? zira ingilizcesi budur. ama sözü eden fransızdır. (yarın bunu fransız bi arkadaşa sorup size ileteceğim değerli okurlar ve eminim ki siz de o ana dek işten güçten düşecek, acaba öyle mi diye kendi kendinizi yiyeceksiniz).
Bir diğer soru ise yıllar önce maddi durumu hiç de iyi olmayan bi arkadaşımın ettiği bi kelamdır. Ne alaka hatırlamıyorum ama bi gün bi şekilde bana "fevri, benim en sevdiğim yemek makarnadır" demişti de ne diyor bu dallama diye kendime sormadan edememiştim. Ve hala sorarım kendi kendime gün aşırı makarna yemek zorunda olan bu zat, bu lafı ederken, içinde buldugunuğu bu zorunluluk haline kendince bi açıklama mı getiriyor yoksa sahiden de en sevdiği yemek makarna mı diye....
ERTESI GUNUN DUZELTMESI:
ifinim sozun asli « S'ils n'ont pas de pain, qu'ils mangent de la brioche ! » imis.
hedef kelime: brioche
linke tiklarsaniz goreceginiz uzre brioche denen nane ekmegin zengin arkrabasiymis. Marie-Antoinette'in biraz keto biri oldugunu gostermek icin kullanilan orneklerin basinda geliyormus.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder